Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Dersim İl Örgütü’nün 2’nci Olağanüstü kongresi “Dem dema azadiyê ye” sloganıyla düzenlenen kongreye, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve DEM Parti Dersim Milletvekili Ayten Kordu katıldı.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, yaptığı konuşmada, “HEP’ten bugüne kadar demokratik alanlarda kurumlarımızda, siyasi partilerimizde çalışan ve yaşamını yitiren arkadaşlarımızı anmak istiyorum. Kürt’üz, Aleviyiz diyebiliyorsak onların emekleri sayesinde olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Dersim siyasal, toplumsal, emek mücadelesiyle sadece değil bize direniş kökleriyle de büyük dersler veriyor. Dersim toplumsal mücadelenin önünü açan çok önemli bir merkezdir. Dersim sadece Reya Heq inancının ser çeşmesi değil, mücadelenin de ser çeşmesi olduğu için saygıyla selamlamak istiyoruz” dedi.
Bakırhan’ın Dersim’de yaptığı konuşmada öne çıkan başlıklar şöyle:
“DERSIM’IN BİZİM YEREL YÖNETİM ANLAYIŞINA İHTİYACI VAR: Dersim tarihten günümüze kadar hiçbir dönem mücadeleden hız kesmedi. Dersim’e bu nedenle sistem daha farklı yaklaşıyor. Sistem Dersim’e daha ince ve baskıcı politikalar uyguluyor. Dersim’deki arkadaşlarımızın da sistemin bu politikaları karşısında daha örgütlü mücadele etmeleri, bu dönemin en önemli gerekliliğidir. Sistemin bu politikalarını bu topraklardan defetmek zorundayız. 1937-38’de fiziki soykırım uygulandı. Şimdi sistem hem doğa, hem kültürel olarak soykırım yapıyor. Dört bir tarafta barajlar, maden ocaklarıyla, Dersim’in doğasıyla oynamaya çalışıyor. Kültürü ile oynamaya çalışıyor. Bizim için sembol olan değerlerimizin isimlerini kentlere caddelere verdik. Kadının siyasete, yaşama katılması için projeler yürüttük ama kayyım atadılar. Kayyımın Dersim’i ne hale getirdiğini gördük. Dersim’in bir kez daha bizim yerel yönetimler anlayışına ihtiyacı var. Kendi kültür, değerlerini onurluca yaşatmak için buna ihtiyaç vardır.
HUZUR KENTİ ELEŞTİRİSİ: Size soralım huzur kenti midir, bir huzur var mıdır? Dersim’de artık sistem aracılığıyla gençlerimiz göçertilmeye çalışılıyor. Dersim gençsizleştiriliyor, imansızlaştırılıyor. Bu vesileyle Dersimli arkadaşlarımız, Seyid Rızalarla, İbolarla başlayan mücadelesinin devam etmesi, sistemin politikalarının boşa çıkması için gençlerimize sahip çıksınlar. Dışarıda işçi, mülteci olmaktansa Dersim halkı ile birlikte direnmek daha onurludur. Gençlerin kendi topraklarında yaşaması için Dersim halkının üzerine düşeni yapacağından eminim. Hükümete devlet imkânlarına rağmen alternatif üretimler yapmalıyız. Dağlarımız, ormanlarımız, Munzur çayı açıktır. Kendi toprağımızda göçmek, intihar etmek yerine bir avuç suyla, bir lokmayla olsak da kalacağız. Buralardan göçmek Aysel Doğanlara, Sakine Cansızlara, İbolara, Mazlumlara haksızlık olur” şeklinde konuştu. Kentin her yerinin kalekol, karakol ve kameralarla dolduğunu belirten Bakırhan, “Kalaekol, kamera kentin her yerinde iken Gulistan Doku nerede? Gulistan Doku’yu katledenler onlardandır. Katledilen yoksul ve emekçilerden yana olduğu için onların umurunda değil. Gulistan Doku bulunana kadara mücadele edeceğiz. Gulistanımızın, katillerini bulacağız ve onlardan hesap soracağımızı belirtmek istiyorum.
DERSİM KÖKLERİ ÜZERİNDEN YENİDEN AYAĞA KALKAR: Türkiye’nin birinci yüzyılının fotoğrafının Dersim olduğunu biliyoruz. Katliamlar, soykırım, göç politikaları, burada uygulamaya koyulan ince politikalar hayat bulsaydı bugün yüzlerce insan burada kongreye katılmazdı. İkinci yüzyıl katliamlar yüzyılı olmasın, Dersim inancının yasal güvenceye alındığı, barışa vesile bir yüzyıl olsun. Birinci yüzyılda büyük bedeller ödedik, ikinci yüzyılda kimse kaybetmesin. Dün ki çatışmada gencecik insanlar yaşamını yitirdi. Kimsenin ölmesini biz istemiyoruz. Niye Türkiye’nin 800 milyar doları Kürt dilini konuşamamasına, ‘Kürt anasını görmesin’ diye kullanılsın. Bu para yatırım olarak uygulansaydı, Türkiye bugün Ortadoğu’nun model ülkesi olurdu. Kürt sorunu devam ettiği müddetçe emekliler, 7 bin 500 almaya devam edecek. Büyük çoğunluk bu sorun devam ederken asgari ücreti almaya devam edecek. Kürt sorunu devam ettikçe ne Dersim’de ne Türkiye’de huzur, mutluluk olur. Buradan hükümete ve devlet aklına, ‘bu gencecik çocukları yaşamını yitirmesin. Kürtlerin, Alevilerin temel hakları tanınsın. Kurdistan’da yaşayan halklar aynı acı ve hüznü ikinci yüzyılında yaşamasın’ diyoruz. ‘Dersim dağların kilidir’ denir, bizde Dersim dağların ve mücadelenin kilididir, diyelim. Dersim demek, kökleri üzerinde yeniden daha gür ayağa kalkmak ve mücadele etmek demektir.
DOST GÜÇLERLE GÖRÜŞMELER SÜRÜYOR: Dersim’de de seçim olacak. Dersim’de de başta salonda oturan halkımız söz sahibi olacak. Dersim’de aday belirlemede ne yapacağımızı, STÖ’ler, kanaat önderleri, örgütlü olan her kurum, emek ve meslek örgütü, siyasi parti ve oluşum Dersim’de yapacağımız her şeyde söz ve karar sahibi olacağız. Bu sefer topu size attık. Her geldiğimizde bizi eleştiriyordunuz. Umarız seçimden sonra biz, size ‘Niye öyle yaptınız’ demeyeceğiz, sizi tebrik edeceğiz. Dersim’de yalnız olmadığımızı biliyoruz, buradaki dost güçlerle görüşmelerimize devam ediyoruz. Herkesin iradesinin bir biçimde Dersim ve ilçelere yansıması için elimizden geleni ortaya koyacağız. Bu sürece ivme, katkı vermek hepimizin sorunudur. Biz gittiğimiz her yerde coşku vermek için elimizden geleni ortaya koyuyoruz. Bu kürsüde heyecanlandım, çünkü siz bize güç ve moral veriyorsunuz. Bu rengârenk, yılmayan, yok olmayan direngenliğinizle bize umut olmaya devam ediyorsunuz. Dersim’de kent uzlaşısını hayata geçireceğiz. Buyursun bütün Dersim dinamikleri, Dersim’de üyemiz olan, oy veren, vermeyen kim varsa, Aysel Doğan’ın, İboların, Sakinelerin mücadelesine sahip çıkanlar buyursunlar gelsinler. Alacağımız sonuçlarla Dersim’in ne kadar kıymetli olduğunu herkese gösterelim.
DEMOKRATİK SONUÇ ALACAĞIZ: Dersimi kazanmak Rojava’da ‘Jin jiyan azadi’ diyenlerle dayanışmak demektir. Dersim’i kazanmak demek açlık grevindekilerle dayanışmak demektir. Dersim’i kazanmak Seyit Rızaların onurlu mücadelesine sahip çıkmak demektir. Dersim’i kazanmak, Dersimlilerle yönetmek, Kürt sorununun çözümünü sağlamak için bize büyük güç verecek. Ben inanıyorum ki Dersim’de hiçbir zaman olmadığı kadar demokratik bir sonuç alacağız. Bunun için önce inanacağız, iki inandığımız şeyi harekete geçirmek için adaylarımıza, partimize sahip çıkacağız. İl örgütümüzü yalnız bırakırsak sistem yönelir. Gençlerimize sahip çıkmazsak, yoksullukla mücadele etmezsek çocuklarımız, gençlerimiz mülteci olur. Bunlara sahip çıkacağınız inançla hepinizi saygıyla selamlıyorum.”
Tek listeyle gidilen seçimde DEM Parti Dersim İl Eşbaşkanlığı’na Özcan Gürtaş ve Esma Ataş seçildi.